2 Temmuz 2025

Mevlana Müzesi (Türbesi) – Konya

Türkiye’nin kültürel mirasları arasında en çok ziyaret edilen yerlerden biri olan Mevlana Müzesi, Konya’nın ruhunu en iyi yansıtan tarihi yapılar arasında yer alır. Her yıl milyonlarca kişinin akın ettiği bu müze, yalnızca bir mimari yapı değil; aynı zamanda Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin felsefesine açılan kapıdır. Eğer siz de “Konya’da gezilecek yerler” listesine anlam yüklü durak eklemek istiyorsanız, bu yazımız size!

Mevlana Türbesi Konya

Mevlana Müzesi’nin Tarihçesi

Mevlana Müzesi, 13. yüzyılda Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad’ın Mevlana’nın babası Bahaeddin Veled’e hediye ettiği bir gül bahçesi üzerine inşa edilmiştir. Mevlana’nın 1273 yılında vefat etmesinin ardından, bu alana türbe yapılmış ve zamanla bugünkü halini almıştır.

Bugün gördüğümüz Kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe), Mevlana’nın ölümünden sonra inşa edilen ve müzenin simgesi haline gelen mimari yapıdır. Müze, 1926 yılında ziyarete açılmış ve zamanla Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olmuştur.

Mevlana Türbesi ve Müzede Neler Var?

Ziyaretçiler için hem manevi hem de görsel anlamda doyurucu bir deneyim sunan müzede, Mevlana’nın türbesi başta olmak üzere, oğlu Sultan Veled ve diğer Mevlevi büyüklerinin sandukaları yer almaktadır.

Ayrıca müze içinde; mevlevi dervişlerin yaşamlarını yansıtan derviş hücreleri, mevlevi müziğinin doğduğu mutriban odası, sema törenlerinin sembolik olarak temsil edildiği semahane, Mevlana’ya ait kişisel eşyalar, el yazmaları, tesbihler, halılar ve daha birçok tarihi eser sergilenmektedir. Bu alanlar, ziyaretçilere Mevlevilik kültürü hakkında eşsiz bir bakış açısı sunar.

Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti

Mevlana Müzesi, haftanın her günü ziyarete açıktır. Standart ziyaret saatleri:

Salı – Pazar: 09:00 – 16:40

Pazartesi: 10:00’da açılır

Girişler ise tamamen ücretsizdir. T.C. vatandaşları ve yabancı turistler için herhangi bir ücret talep edilmez. Ayrıca sesli rehberlik hizmeti de sunulmaktadır.

Önemli: Şeb-i Arus haftasında müze daha uzun süre açık tutulabilir. Örneğin 17 Aralık’ta gece 23:00’e kadar ziyarete açık kalmaktadır.

Şeb-i Arus: Mevlana’yla Vuslat Gecesi

Her yıl 7–17 Aralık tarihlerinde düzenlenen Şeb-i Arus törenleri, Mevlana’nın ölüm yıldönümünü “düğün gecesi” olarak anmak amacıyla yapılır. Bu dönemde Konya, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin akınına uğrar. Sema gösterileri, şiir dinletileri ve manevi etkinlikler, bu haftayı çok özel kılar.

Eğer bu haftaya denk gelirseniz, Mevlana Müzesi’nin atmosferi bambaşka bir hâl alır.

Konaklama ve Ulaşım

Mevlana Müzesi, Konya şehir merkezinde, Mevlana Caddesi üzerinde yer almaktadır. Üstelik tramvay ve otobüsle ulaşım oldukça kolaydır. Ayrıca, müze çevresinde her bütçeye uygun oteller, restoranlar ve kafe alternatifleri de bulunur. Biz ise Selçuk Üniversitesi’nin Konuk Evi‘ni kullandık ve açıkçası çok memnun kaldık.

Neden Ziyaret Etmelisiniz?

Mevlana’nın “Gel, ne olursan ol, yine gel” çağrısını yerinde hissetmek için, mevlevilik felsefesini yakından tanımak adına, Türkiye’nin en etkileyici mimari ve kültürel yapılarından birini görmek için, ve ruhunuza dokunan bir yolculuğa çıkmak için burayı ziyaret etmek isteyebilirsiniz.

Konya’ya Gitmişken Başka Nereleri Ziyaret Edebilirsiniz?

Alaeddin Tepesi ve Alaeddin Camii

Konya’nın tam kalbinde yer alan Alaeddin Tepesi, yapay bir höyük üzerine kurulu olup, çevresiyle birlikte şehrin en eski yerleşim alanlarından biridir. Tepede yer alan Alaeddin Camii, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad döneminde inşa edilmiştir. Selçuklu mimarisinin sade ama etkileyici örneklerinden biri olan cami, ahşap direkli yapısı ve tarihi atmosferiyle dikkat çeker. Aynı zamanda Selçuklu sultanlarının türbeleri de burada yer alır. Alaeddin Tepesi, günümüzde hem tarihi hem de sosyal bir buluşma noktasıdır.

İnce Minareli Medrese

1254 yılında Selçuklu veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılan İnce Minareli Medrese, adını dış cephesindeki ince ve uzun minaresinden alır. Taç kapısındaki taş işçiliği ve kabartmalar, Selçuklu sanatının zirve noktalarından biridir. Günümüzde “Taş ve Ahşap Eserler Müzesi” olarak hizmet veren yapı içerisinde Selçuklu dönemine ait yazıtlar, kabartmalar, ahşap kapılar ve pencere kanatları sergilenmektedir. Hem mimarisi hem de koleksiyonu bakımından görülmeye değerdir.

Karatay Medresesi

Selçuklu döneminde 1251 yılında Emir Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan Medrese, göz alıcı çini süslemeleriyle ünlüdür. İç mekandaki mavi-beyaz ağırlıklı çiniler, İslam sanatında önemli bir yere sahiptir. Medrese, günümüzde “Çini Eserler Müzesi” olarak faaliyet göstermekte ve özellikle Konya’da yapılan Selçuklu ve Osmanlı dönemi çinilerini barındırmaktadır. Çini sanatına ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken bir yapıdır.

Sille Köyü

Konya merkeze yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki Sille, tarihi Rum ve Türk kültürlerinin iç içe geçtiği, geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan bir yerleşim yeridir. Taş evleri, dar sokakları ve kayalara oyulmuş kiliseleriyle ziyaretçilerine mistik bir atmosfer sunar. Özellikle Aya Elena Kilisesi, bölgenin en dikkat çekici yapılarındandır. Sille aynı zamanda Mevlana ile Bizanslıların barış içinde yaşadığı nadir bölgelerden biri olarak kabul edilir. Restore edilen sokakları, kahveleri ve butik dükkânlarıyla nostaljik bir yürüyüş yapmak isteyenler için ideal rotadır.

Tropikal Kelebek Bahçesi

2015 yılında ziyarete açılan Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, Türkiye’nin en büyük kelebek uçuş alanına sahiptir. 3500 metrekarelik bir alanı kaplayan bu yapı, kelebeklerin doğal yaşam alanına uygun şekilde tasarlanmıştır. Bahçede 15 farklı türden binlerce kelebek, rengarenk bitkiler ve tropikal canlılar bulunmaktadır. Özellikle çocuklar ve doğa fotoğrafçıları için büyüleyici bir deneyim sunar. Aynı zamanda kelebeklerin yaşam döngüsünün anlatıldığı eğitim panoları sayesinde eğitici ve eğlenceli bir ortam sağlar.

Konya’da Ne Yenir?

İster Mevlana Müzesi için Konya’ya gelin isterse başka bir nedeniniz olsun; ama aşağıdakileri yemeden kesinlikle Konya’dan ayrılmayın. Konya mutfağı, Anadolu’nun en zengin ve en geleneksel tatlarını sunar. İşte Konya’da mutlaka denemen gereken lezzetler:

Konya'da Ne Yenir?

Etli Ekmek: Konya’nın en meşhur yemeğidir. İncecik hamurun üzerine kıyma ve baharatla hazırlanır. Bu lezzet, birçok kişi tarafından lahmacunun atası olarak kabul edilir.

Fırın Kebabı (Tandır): Diğer geleneksel tat olan fırın kebabı ise, kemikli kuzu etinin taş fırınlarda saatlerce pişirilmesiyle ortaya çıkar. Özellikle sabah saatlerinde bile tüketilebilmesi, Konya mutfağına özgü dikkat çekici bir detaydır.

Bamya Çorbası: Düğün çorbası olarak da bilinir. Küçük kuru bamya ve kuzu etiyle yapılır; limonlu ve oldukça iştah açıcıdır.

Arabaşı Çorbası: Kış aylarında içilir. Tavuk ya da hindi etli acı çorbanın yanında nişastayla yapılan hamur tüketilir.

Höşmerim Tatlısı: Un, tereyağı ve şekerle yapılan bu tatlı, Konya sofralarının vazgeçilmezidir.

Konya’dan Ne Alınır?

  • Mevlana şekeri
  • Tandır ekmeği
  • El yapımı tesbih ve bakır işlemeler
  • Sille taşı takılar ve hediyelikler

Kısacası, Konya, hem ruhunuza hem midenize hitap edecek bir şehir. Mevlana Müzesi’nin huzurundan, Sille’nin sokaklarına; etli ekmeğin lezzetinden fırın kebabının yumuşaklığına kadar her yönüyle unutulmaz bir deneyim yaşatır.

Ülkemizde hem kültür turizmi hem de doğa turizmi için elverişli sayısız yer var. Gezgin Penguen bunların hepsini sizlere ulaştırmaya çalışıyor. Takip edip, bizleri okumaya devam edin. Sevgilerle.